Batı neden ve niye korkuyor?
Batı Türk halkının kalkışmasından korkarak, yeni bir strateji geliştiriyor.
Bunu aklımın yettiği ölçüde anlatacağım.
Ama önce, Fethullah Gülen’in direnişi yürüten genler için piç demesinden başlamalıyım.
Halka daha önceleri de hakaret ediyorlardı. Ancak hakaretler, daha bir usturup içinde yürüyordu.
Erdoğan direnişe önderlik eden anti-emperyalist gençliğe, pis kokuyor, marjinal diyerek saldırısını sürdürüyor.
Avrupa, Türkiye’deki bu kalkışmayı, kendi çıkarları yönünden şöyle değerlendiriyor.
Halk kalkışması büyür ve bu halk kalkışmasının sonunda,antiemperyalist, bağımsızlıkçı bir yönetim gelirse, Avrupa Türkiye pazarını kaybeder.
Türkiye ulusal pazarlarının, Avrupa tarafından aynı şekilde sömürülmesi için kalkışmanın durdurulması gerekir.
Mevcut yönetimse, halk ile çatışmayı yükselterek işin daha ileri boyutlara varmasına sebebiyet veriyor.
Avrupa, Gül-Gülen-Erdoğan iktidarıyla, halk arasında gibi görünen çatışmanın, gerçek yörüngesine oturması, yani anti- emperyalist bir çizgiye oturmasından korkuyor.
Türkiye pazarlarını tümden kaybetmek yerine, Gül- Gülen- Erdoğan’dan kurtulmanın daha akılcı ve masrafsız bir yol olduğunu düşünüyor.
Dolayısı ile yönetimden desteğini çekiyor.
Yoksa tarikat ve iktidardan beslenenlerin dediği gibi, Türkiye’de yapılan özelleştirmelerde, yerli sermaye, ihaleleri alıyor da ondan değildir.
Türkiye’deki bankaların varlıklarının %65 yabancılarda dururken, Türkiye büyüyor da, onun için Türkiye’nin önünü kesiyorlar yalanına kimse inanmaz.
Batı Gül-Gülen ve Erdoğan yüzünden, Türkiye pazarlarını kaybedecekse, buna izin vermek istemiyor.
Yani Avrupa diyor ki; Türkiye pazarı benim için Erdoğan’dan daha önemlidir.
Antiemperyalist her yönelimden korkan Batının, Halk direnişini Gezi Parkı’na hapsetmek istemesi bundandır.
Olaya sadece özgürlükler alanı içinden bakması bundandır.
Düzen böylece kalsın, benim çıkarlarım aynen devam etsin, ama bu düzeni, kişilikleri ve halkla gereksiz çatışmaları yüzünden bozanlar aradan çıksın istiyor.
Pazarımla benim arama girme diyor.
Düşünebiliyor musunuz, Türkiye’deki antiemperyalist kalkışmanın büyümesini ve zaten zor durumda olan Avrupa’yı da etkisi altına almasını…
Korktukları eninde sonunda tabi ki başlarına gelecek.
Osmanlıyı da, böyle sömürmüş ve yönetimlerini kullanmışlardı.
Tarihten de görüyoruz ki, Batıya kullanılanların ömürleri de, Batı tarafından belirlenmiştir.
Batıya bağımlı iktidar formüllerinin, yeni yüz ve formüller ile gündeme gelmesi de bundandır.
Kılıçdaroğlu, Gül’e neden bu kadar çok destek veriyor dersiniz.
Batı sömürünün güleryüzlüsünü mü arıyor?
Halk direnişi derinleştikçe, Batının gerçek yüzünü daha iyi göreceğiz.
Tayyip bunlara, beş yıl, bizi üye yapın diye yalvardı. Kiliselerde, Avrupa Anayasa’sını Gül ile beraber imzaladı.
Gene de yaranamadı.
Emperyalizm için sömürünün sürdürülebilir olması esastır.
Bülent Esinoğlu
ulusalbakis.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder