29 Temmuz 2014 Salı

BU NASIL BİR İHANET --- Erdal SARIZEYBEK ---

BU NASIL BİR İHANET


28 Eylül 2011, Çarşamba 20:10:12


Erdal SARIZEYBEK

BU NASIL BİR OYUN, NASIL BİR ALDATMACA VE BU NASIL BİR İHANET



12 Eylül Referandumu yapıldı bu ülkede, huzur ve güvenlik içinde, hiç şehidimiz yoktu… Referandumda “EVET” çıktı, AKP kazandı ve anayasa değiştirilerek yargının kontrolü AKP siyasetinin eline geçti…

PKK sözde “ateşkes”deydi, eylemleri durdurmuştu…

Ardından genel seçimler yapıldı 12 Temmuz’da, seçimler de huzur ve güvenlik içinde geçti, yine hiç şehidimiz yoktu, analarımız ağlamıyordu artık… Ve yine AKP kazandı seçimleri, hem de büyük bir çoğunlukla, doğrudur ya da yanlış ama iktidar oldu bu AKP… PKK, ne garip tesadüftür ki yine sözde “ateşkes” deydi, eylem yapmıyordu ülkemize “AKP BARIŞI” gelsin için…

Referandum bitti, seçimler bitti, AKP tek başına hükümet oldu ve derken her gün şehit vermeye başladık, her gün, ama neden? PKK her eylemiyle AKP siyasetine güç kazandırdı, halkımızı bıktırdı, Meclis açılımıyla birlikte anayasal değişikliklerin yapılması için kamuoyu hazırladı, sanki anayasa değişince terör bitecekmiş gibi… Baksanıza başbakan bile “ciğerim yanıyor” demeye başladı… Bunu bir kenara koyalım ve devam edelim yaşadıklarımızı anlatmaya…

Seçimler huzur içinde yapılmış ve PKK’nın siyasi kolu ve kanadı BDP milletin sözde vekili olmuştu kâğıt üzerinde… Bir Hasip Kaplan meselesi çıktı, ortalık karıştırıldı ve BDP Meclis’e girmeyeceğini ilan et, ortalık daha da karıştı... İmralı’ya özgürlük, diyordu BDP, teröristlere af, diyordu ve askeri operasyonlar dursun, diyordu… O bunları söylerken, biz her gün şehit oluyorduk kahpece saldırılarla… Ama bugün, 28 Eylül, BDP yine çıktı ortaya ve Meclis’e gireceğini açıkladı, hem de Meclis’in açılmasına dört gün kala… Peki, ülkemizde ne değişmişti ki bu BDP aniden Meclis’e girmeye karar vermişti?

Derken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Almanya’ya gitti, uçakta “Muhsin Yazıcıoğlu Kazası”nı dillendirdi… Askerden olan şüphelerini açıkladı, medya yazdı da yazdı… Ardından Bülent Arınç’ın açıklamaları geldi ve bugün Türk Ordusu’na karşı operasyonlar başlatıldı, her yere baskın, aramalar… Operasyonun adı da, tıpkı Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi TORNAVİDA OPERASYONU oldu…

Neden, tüm bunların arda arda gelmiş olması, neden?

Tek nedeni var: Anayasa Değişikliği… Buna bağlı birçok neden sıralayabiliriz ama asıl neden, Meclis’in açılmasıyla birlikte başlayacak olan Anayasa Değişikliği çalışmalarıdır… Demek ki bu anayasal değişiklikle “önemli şeyler değişecek” ülkemizde ve AKP siyaseti halkımızın bunun farkında olmasını istemiyor… Çünkü AKP bu, önemli işlerin arifesinde hem gündemi başka konularla meşgul ederek, hedefine ulaşmayı adet edinmiş bir AKP!

Şimdi ne oldu?

Onlar anayasayı değiştirirken biz “TORNAVİDA” operasyonuna takılıp kalacağız, her gün” tornavida” konuşacağız, ana gündem “tornavida” olacak anayasa değil…

PKK siyasetçileri bu arada yemin edip Meclis’e girecek, biz PKK’nın nasıl dize getirilmiş olduğunu konuşacağız, anayasayı değil… Öyle ya Başbakan ne demişti PKK için; “tıpış tıpış gelecekler”… Geliyorlar işte, Başbakan da zafer kazanmış kumandan edasıyla çıkıp konuşacak, “PKK’yı dize getirdim” diyecek… Biz de “Kahraman Başbakan”ı konuşacağız, anayasayı değil…

Bu arada küçük bir kara harekâtı da olabilir, Hakurk’a doğru, Basyan’a doğru, küçük… Barzani’ye dokunmayan, peşmergeye dokunmayan, Barzani bölgesine girmeyen, ABD’ye dokunmayan küçük bir kara harekâtı… Bu harekâta Barzani ve Talabani de destek vermiş gibi her gün medyada anlatılabilir, “Kahraman Barzani”… Bu harekâta ABD de destek verebilir ve olur “dost ve kardeş ABD”… Bu harekât medyada çok büyüyebilir ve her gün AKP siyasetinin terörle mücadele kararlılığı da gündeme getirilebilir…

Tüm bunlar yaşanırken, bizler tornavidayla, PKK’yla, Barzaniyle uğraşırken, anayasa hazmettire hazmettire değiştirilebilir…

Peki neden? Bir anayasal değişikliği toplumun dikkatinden uzaklaştırabilmek için bunca oyun, bunca aldatmaca neden?

Nedeni yine değiştirilmesi planlanan anayasadır…

Mevcut Anayasamızın başlangıç maddelerini bir okuyun; hep “Türk Milleti” der, hep “Atatürk” der, hep “Atatürk ilke ve inkılâpları” der… İşte birinci neden budur: bu maddeler değiştirilecek ve “başında Türk olan”, “sonunda Türk olan” her madde kaldırılacak, planları bu…Mevcut anayasamızın 66. Maddesini okuyun, Türk’ün tanımını yapan… Bu madde kaldırılacak, planları bu; “Türk” anayasadan çıkarılacak, projeleri bu…

Türk tarihi bir yanda yok edilirken, öte yanda Doğu’da tampon yönetimler kurulup Anadolu ile Asya’nın bağını kesmeye çalışacaklar, plan bu, proje bu…

Peki, ne olur Türk çıkarsa, Atatürk çıkarsa, Türk Milleti anayasadan çıkarsa ne olur? Tampon yönetim kurulursa ne olur?

En aşağı yedi bin yıllık Türk Tarihi Anadolu’da silinmiş olur, bu bir…

Türk kimliği ve varlığı Anadolu’da yok edilmiş olur, bu iki…

Anadolu’da yaşayan biz Türkler, kimliksiz bir sürü toplumuna dönüştürülmüş oluruz, bu üç…

Atatürk’e ağır bir kurşun atılmış olur, “çocuklarımızın hafızasından Atatürk, Türk Tarihi, Türk gibi kutsal değerler unutturulmuş ve silinmiş” olur, bu dört…

Asya’daki Türk dünyası ile bağımız kesilir, bu beş… Ermenistan’ı niye kurdular sanırsınız, Azerbaycan ile Türkiye’nin arasındaki mevcut coğrafi bağı kesmek için! Kerkük’ü neden Barzani’ye işgal ettirdiler sanırsınız, Musul ve Kerkük’teki Türkmenlerle Anadolu’nun bağını kesmek için!

Bunların üzerine Dinler arası Diyalog’u koyun, Anadolu Hıristiyanlaştırılır…

Üstüne özelleştirmeleri koyun, Anadolu kaynakları yabancıların eline geçer, kaynağını yönetemeyen bir millet köle olur…

Üstüne de özel okullar ile Gülen cemaatini koyun, çocuklarımız devşirilir, Türk’e yabancı olur, belki de düşman…

Üstüne AKP’nin ileri demokrasisini koyun, Doğu’da yönetim elimizden gider, tampon yönetimlerle “Anadolu’daki Biz Türklerin Asya’daki Türklerle ile bağı” koparılır…

Sonuç ne olur: Anadolu’nun zengin kaynaklarını yönetemeyip yabancılara devreden, çocuklarını okutamayıp yabancılarla devşiren, Türk kimliğine sahip çıkamayıp sürüleştirilen, kimliksiz, dinsiz, kişiliksiz bir sürü toplumu, geçmişi ve geleceği olmayan bir sürü…

Bu nasıl bir oyundur, bu nasıl bir aldatmacadır, bu nasıl bir ihanettir!

Kaynaklarımızı özelleştirsinler, nasıl olsa bir gün geri satın alırız…

Heybeliada Ruhban Okulu’nu açsınlar, biz Müslümanız, kolay değildir bizi Hıristiyanlaştırmak…

Ama Doğu’da tampon yönetim kurulursa ülkemiz parçalanır ve parçalanma kanla olur anayasa ile değil… Kimliğimizi kaybedersek tarihimizi de kaybetmiş oluruz, tarihimizi kaybedersek gücümüzü, şehitlerimizi, değerlerimizi, varlığımızı, namus ve şerefimizi kaybetmiş oluruz ki buna asla izin vermeyeceğiz, buna asla izin vermeyiniz…

İşte bunun için bunca oyun, bunca aldatmaca, bunca ihanet, anayasamızı değiştirerek, “Atatürk ve Türk değer ve kavramlarını” silerek tarihimizi ve kimliğimizi yok etmek için…

Buna asla izin vermeyiniz aksi halde tarihimiz ve gelecek nesillerimiz, çocuklarımız bizleri lanetle hatırlayacaktır… Mezarda bile rahat bırakmayacaklardır bizi, etimizi, kemiğimizi itler, köpekler yiyecektir…

Buna asla izin vermeyiniz....




http://askerhaber.com/kose-yazisi/786/bu-nasil-bir-ihanet.html

2 yorum:

bücürükveben dedi ki...

Erdal Sarızeybek, Engin Alan, Osman Pamukoğlu hepsini çok seviyorum, vatansever insanlar. Askere düşmanlık edenleri anlamıyorum üçü de cumhurbaşkanlığına layık isimler, başbakanlığa layık isimler ne yazık ki ihanet içindekiler bizi yönetiyor, böyle değerli insanların başta olması gerekirken....bende kitapları var Erdal albayımızın altlarını çize çize okudum hep çok faydalı...

ismail dedi ki...

ben de aynı düşüncelere sahibim .. babam da askerdi zaten, ben de asker evladıyım.. sınırlarda görev yapmıştı babam yıllarca .. çocukluğumun bazı anları hala gözlerimin önünde.. ben askerlerimize sitem ediyorum ..maalesef kendilerini olması gerektiği kadarıyla yetiştiremiyorlar.. atik,çevik,dürüst,kararlı,eksiklerini gideren, sosyal,çağdaş, mantık,psikoloji,kültür,sanat ... ve bunların sonucunda, belli prensiplere sahip olmak ve öngörü gücü neticesinde zarara yol açan sebepleri derhal önlemek...