18 Kasım 2012 Pazar

SÜKUT ALTIN'SA , BU SÖZLER ELMAS'TIR... GERÇEKTİR, ACITIR....YILMAZ ÖZDİL YAZMIŞ...


Artık ülkemize yıl ahlaksızlık, adaletsizlik yayıldı... Dürüstler rahatsız edilir oldular...
Sapık yakalandı.
 
Türkan’a tecavüz etmiş.
 
Türkan henüz bebe.
 Bıçaklaya bıçaklaya öldürmüş.
 8 yaşındaki Ahmet’i boğmuş.
 6 yaşındaki Dilruba’yı da.
 Dilburacık çok çırpınmış.
 Öyle anlatıyor.
 *
 Adı ne bu sapığın?
 U.V.G.
 *
 U’ğursuz
 V’icdansız
 G’eberesice sanırım.
 *
 Kodlayarak veriyoruz.
 Ki, rencide olmasın.
 Toplum içindeki saygınlığı zedelenmesin, aman diim... 
Ele güne mahcup olmasın.
 *
 “Sayın” çünkü sapık.
 *
 Dilruba’yı Dilruba diye yazıyoruz.
 Türkan’ı T. diye kodlamıyoruz.
 Annesini-babasını...
 Adıyla soyadıyla yazıyoruz.
 Evlerinden canlı yayın yapıyoruz.
 Duyduk duymadık demeyin...
 Aha işte burda oturuyorlar!
 *
 Sapığı kolluyoruz bu arada.
 Ki, insan hakları var sapığın.
 *
 (Televizyonlardaki sigara sansürü gibi bi şeydir bu... Dizilerde, filmlerde tecavüz sahnesi serbest, cinayet sahnesi serbest, tecavüz ve cinayetten sonra sigara tüttürürken buzlama konuluyor!)
 *
 Ha denebilir ki, sapığın sapık olduğu mahkeme kararından sonra sabit olur... Peki o halde niye, şöyle tecavüz etti, böyle bıçakladı, şu şekilde bavula koydu, buraya gömdü diyoruz? Hani mahkeme kararı?
 *
 Madem, açık açık itiraf eden sapık bile mahkeme kararıyla mahkûm ilan edilmeden suçsuzdur... Niye o zaman, iddianamesi bile olmayan gazetecilerin evini basarken kamera çağırıyoruz? Şeref madalyalı subayların, uluslararası ödüllü profesörlerin, suçlu olup olmadıkları belirsizken... Neden “terörist, darbeci, vatan haini” diye manşetlere asıyoruz?
 *
 Hukuki haklarından faydalanmak için illa sapık mı olmaları gerekiyor?
 *
 İnsanları domuz bağıyla öldürüp, oturma odasına gömen şeriatçıları sokağa sal.
 Bölücüye halay çektir.
 Keriz Feneri’ni ört.
 Sapığı koru.
 Namuslu insanları infaz et.
 *
 Adalet’in A’sı bu kardeşim...
 K’sını zaten biliyorsunuz.
 
Yılmaz Özdil/Hürriyet
Sapık yakalandı.

Türkan’a tecavüz etmiş.

Türkan henüz bebe.
Bıçaklaya bıçaklaya öldürmüş.
8 yaşındaki Ahmet’i boğmuş.
6 yaşındaki Dilruba’yı da.
Dilburacık çok çırpınmış.
Öyle anlatıyor.
*


Adı ne bu sapığın?
U.V.G.
*
U’ğursuz
V’icdansız
G’eberesice sanırım.
*
Kodlayarak veriyoruz.
Ki, rencide olmasın.
Toplum içindeki saygınlığı zedelenmesin, aman diim...
Ele güne mahcup olmasın.
*
“Sayın” çünkü sapık.
*
Dilruba’yı Dilruba diye yazıyoruz.
Türkan’ı T. diye kodlamıyoruz.
Annesini-babasını...
Adıyla soyadıyla yazıyoruz.
Evlerinden canlı yayın yapıyoruz.
Duyduk duymadık demeyin...
Aha işte burda oturuyorlar!
*
Sapığı kolluyoruz bu arada.
Ki, insan hakları var sapığın.
*
(Televizyonlardaki sigara sansürü gibi bi şeydir bu... Dizilerde, filmlerde tecavüz sahnesi serbest, cinayet sahnesi serbest, tecavüz ve cinayetten sonra sigara tüttürürken buzlama konuluyor!)
*
Ha denebilir ki, sapığın sapık olduğu mahkeme kararından sonra sabit olur... Peki o halde niye, şöyle tecavüz etti, böyle bıçakladı, şu şekilde bavula koydu, buraya gömdü diyoruz? Hani mahkeme kararı?
*
Madem, açık açık itiraf eden sapık bile mahkeme kararıyla mahkûm ilan edilmeden suçsuzdur... Niye o zaman, iddianamesi bile olmayan gazetecilerin evini basarken kamera çağırıyoruz? Şeref madalyalı subayların, uluslararası ödüllü profesörlerin, suçlu olup olmadıkları belirsizken... Neden “terörist, darbeci, vatan haini” diye manşetlere asıyoruz?
*
Hukuki haklarından faydalanmak için illa sapık mı olmaları gerekiyor?
*
İnsanları domuz bağıyla öldürüp, oturma odasına gömen şeriatçıları sokağa sal.
Bölücüye halay çektir.
Keriz Feneri’ni ört.
Sapığı koru.
Namuslu insanları infaz et.
*
Adalet’in A’sı bu kardeşim...
K’sını zaten biliyorsunuz.

Yılmaz Özdil/Hürriyet

4 yorum:

bücürükveben dedi ki...

Yılmaz Özdil de, Bekir Çoşkun da özellikle şu son altı aydır olan biteni güm güm milletin kafasına çivi çakar gibi yazıyorlar ama tabii ampul kafalar o yazıları zaten okumuyorlar,görmüyorlar. Bu vicdansız,sapık yarın Ergenekon tanığı da olabilir diye ekliyorum. İsyan ediyorum artık yeter....

ismail dedi ki...

akıl dışı ve hurafelere dayalı dini bilgilere kapılıp giden ve uyumaya istekli zümrenin bundan cayacağı yok.islamı ve müslümanlığı türbana ,saçın gizlenmesine indirgeyen, saçı put yapan zihniyetten,türbanın ne olup olmadığını,doğruluğunu da sorgulamayan,güdülmeyi isteyen cüheladan bir halt olmaz.. aklı başında insanların bir şeyler yapması gerekiyor...

bücürükveben dedi ki...

valla aynen öyle arkadaşım..
ben bu türbanlı ama altı kebap üstü şişhane takımını öyle yakından tanıdım ki,kitap yazarım rahatlıkla ama gerçek kişilere dayandığı için yazmıyorum:))olur da kimden söz ettiğim anlaşılır ifşaa olmasınlar:))yani kafayı bohçalamış, namaz da kılıyor, maşallah da fingerdek mi fingirdek:))bulduğu sevgili üç-altı aydan fazla dayanmıyor kıza:)))daha yaşı 18 yeni olmuştu sevgililerin sayısı 10'a yaklaşmıştı. E ne anladım ben bu kafayı sarmalamaktan...yani gören aman ne edepli,ne iffetli mi desin?Türbanlı aşık olmasın mı? Olsun tabii..ama her gördüğüne aşık,görmediğine bulaşık!!!Ayrıca benim bildiğim türban takan erkeklerle tokalaşmayacak bile, kıracak dizini oturacak evinde, anası babası uygun gördüğü biriyle görücü usulü evlenecek yanlış mı? Var mı öyle İslam'da flört etmek?
neyse başını ağrıtmayayım arkadaşım..

ismail dedi ki...

:) haklısın Müjde..saçını dahi göstermemesi gerektiğine inanıyorsa ve bunun bir temeli varsa,o halde müslümanlık saç örtmekten ibaret olmadığına göre,diğer şartlara ve nüanslara çok dikkat etmesi gerekir bu kişilerin.. yok,eğer sadece saçını ört,gerisi mühim değil diyorsa, ya Allah'ı kandırdığını zannediyor,ya insanları kandırıyor,yada kendisini kandırıyor..kendisini ve Allah'ı kandıramayacağına göre ,demekki bunlar saçı put yapmışlar ve cühela takımı olarak zıvanadan çıkmışlar.. bunları ancak Allah ıslah eder.. bizler onların düşmanları ! yerine geçtiğimizden bize düşmanlar ve inanmazlar..